Kafamdaki her şeyin bileşkesi!
Kaygıdan beslenen, kaygıyla büyüyen bir dünyadayız. Öylesine söylemiyorum: Kaygılandıran haberler daha çok okunur veya izlenirken, normalde aklınıza gelmeyecek şeylerden dolayı bizi kaygılandıran reklamlar bize olmadık ürünler veya hizmetler satın aldırıyor. Halbuki bu kaygı dolu dünyaya bakmanın farklı bir yolu var.
Şu berbat pandemi döneminde hayat kalitemizi doğrudan etkileyecek bir konuyu işlemek istiyorum: Koronavirüs maskeleri. Daha doğrusu cerrahi maskeler. Hem kolay bulunabilir, hem ucuz, hem de yeterli derecede koruyucu olması açısından bu yazıda sadece cerrahi maskelere değineceğim.
2018 yılında hem kendim için, hem Beyn için planlar yaptım. Kısmen uyguladım. 2019 yılında Beyn için sağlam planlar yaptım. Sadece ilkini uyguladım. 2020 yılında plan bile yapmadım. 2021 yılı daha farklı olacak.
Kısa bir yazı olacak, ama sizi de gaza getirmeye çalışacağım. 2015 yılında deli gibi kitap okumaya başladım. Önceki yılı 15-20 kitapla kapatmışken (O yıl saymadım.), 2015 yılının ortasında kitaplığımdaki kitapların yarısından fazlasını okumadığımı görünce, kendime yakıştırdığım “kitap koleksiyoncusu” sıfatından kurtulmak için okumadığım kitaplar arasından bir liste yapmıştım, ve yine o gün birkaç kitaba birden başlayarak …
Haziran ayı sonlarına doğru bir gün Starbucks’a gittim. Yazın başında denediğim “cold brew” kahveleri inanılmaz lezzetli geliyordu çünkü. Yalnız bu sefer kahve hazırlanırken bardağı görme şansım oldu. Şok oldum. Sonra o anı ölümsüzleştireyim dedim. Bardağın yalnızca üçte birine kahve koyuyorlardı! Geri kalanı su ve buzdu. Tamam, buza lafım yok. Tadı da hala aynı derecede güzeldi, …
