İç dökümü #1

(Bu yazıda, daha doğrusu bu “iç dökümü” yazılarında, kendimle alakalı kısa kısa 10’ar tane not paylaşacağım. Hepsini yayınlandığı gün yazmadım, ara sıra kısa kısa yazıverdim işte. Twitter’a yazmaktansa buraya yazarım, daha iyi diye düşündüm.)

Yeni bir soruşturma açılmış hakkımda. Önceki soruşturma Başbakan’a (o dönem Tayyip Erdoğan’dı) hakaret ettiğim iddiasıyla açılmış ve davaya dönüşmüştü, beraat etmiştim. Bu sefer de “halkı isyana teşvik ettiğim” için bir vatandaş beni şikayet etmiş. Şu yazı hakkında. Ne “halkı isyana teşviği” be? Yazıda milleti herhangi bir şeye teşvik de etmiyorum ki. Hayır ne alaka, onu anlamadım. Neyse.

***

Bir ara buradaki kategorileri değiştirmem, yeniden yapılandırmam lazım. Birkaç fikrim var ama siz de yardım ederseniz güzel olur. Şu anki kategorileri komple sildiğimi düşünsek, yazılarımı koyabileceğim yeni kategorilerin isimleri ne olmalı?

***

Son zamanlarda Allah’tan özellikle bir şeyi diliyorum: “Allah’ım, irademi güçlendirmeme yardım et.” Komik dua, di’ mi? Bence öyle. Ama gerçekten de, en çok ihtiyaç duyduğum şey bu. Çünkü irademi güçlendirdiğimde (“güçlendirirsem” değil, güçlendirdiğimde) uykularım kesin olarak düzene girecek, üzerinde çalıştığım işleri (sevsem de sevmesem de) düzenli olarak yapmaya devam edeceğim, ve hayatım üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduğum için daha iyi hissedeceğim.

***

Güya beni motive etsin, işimi hızlandırayım diye Optimocha.com‘u açmadan işletmemi kurdum, para dökmeye başladım ama işimi hızlandırmadım. Hala aynı çekince, hala aynı uyuşukluk hakim. İrade kontrolümün artmasını bu yüzden istiyorum işte.

***

Demin uyku düzeninden bahsettim. Son iki aydır şunun farkına vardım: Uyku düzenini sağlamak için hep aynı saatte kalkmak önemli, onu herkes söylüyor, ama hep aynı saatte yatmak da önemli. Uyku düzeninde sorun yaşamayanlar “E, herhalde lan?” diyecektir ama uyku düzeni bozuk kişiler bunun önemini görmezden gelebiliyor. Nazar değmesin, birkaç haftadır 1’den önce yatmaya çalışıyorum ve 1’den önce yattığım her günün ertesinde uykumu almış bir şekilde, belirlediğim saatte (09.00) rahatça uyanabiliyorum. Gün içerisinde uykumun gelmesi olayını da halledersem tamamdır bu iş.

***

Az önce, aylardır aklımın bir köşesinde duran şeyleri yazdım. Aylar önce sevdiğim bir kıza yazdım. Kızı ekim ayında sevdim, kasım ayında vazgeçtim kızdan. Ama artık özlemesem de, aklımda bir yerde duruyordu kız çünkü ona anlatmam gereken şeyler vardı. Yazmak için sarhoş olmayı bekledim, aylarca sarhoş olamadım. Geçen gün (Türkiye Kupası’nı kazandığımız gün) hızlıca üç bira içince çakırkeyif olmuştum, uzun uzun yazdım kıza. Rahatladım valla.

***

GittiGidiyor’dan aldığım bir ürün sonrasında olumsuz yorum yapınca pazar günü adam telefon edip trip attı. Şimdi de paramı iade etmiş, bana sormadan. Ne diyeyim abi, keyfin bilir.

***

Geçen hafta içini fena halde tembel başlayıp, fena halde üretken bir şekilde bitirdim. Sebebini bilmiyorum. Bilsem, o üretkenliğin devamı için çabalayacağım. Ama bilmiyorum.

***

Gittikçe BİM’den daha çok alışveriş yapmaya başladım. Eve ilk çıktığımda dalga geçiyordum ama ciddi ciddi BİM’ci oldum. Üstelik gocunmuyorum da. Niye gocunayım yahu? Ülkede yeşil olmayan sermaye kalmamışken, ürünleri gayet kaliteli ve ucuzken tabii ki BİM’den alışveriş yaparım. Çağdaş Market de o fiyatlara insin, oraya geçeyim. Nedir yani.

***

İşte böyle. Bu “iç dökümü” yazılarını düzensiz olarak yazıp duracağım. Sevgiler.

Barış Ünver
05 Haziran 2016

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.