Direkt konuya girmek istiyorum: Şimdi BKM‘ye saygım sonsuz, harika oyuncular, İstanbul‘umuzu falan da süper tanıtmışlar da ben bu filmi izledikçe suçlulara karşı bir sempati besliyorum :).
Yani normalde kapkaççı dediğin hamile kadını araba arkasında sürükleyen kapkaççıdır; hırsız dediğin belki memurun bir yıllık maaşının muadili şeyler çalar memurdan; araba hırsızı dediğin adamı borç batağına öyle bir saplar ki mafyasız kurtulmak yıllarını alır; mafya dediğin bildiğin adam öldüren orospu çocuklarıdır falan… Bu filmdeki araba hırsızı son derece profesyonel bir biçimde ve komiğimsi hareketlerle arabaları lüpletiyor; mafya babası Cem Yılmaz olunca ne kadar ciddi oynarsa oynasın adrenalin demek isteyip ardinal deyince ayrı, plazma televizyon aldığını her fırsatta vurgulama amaçlı kro bir zihniyetle “Git plazma izle.” deyince ayrı kopuyoruz. Olmuyor abi, alışık değilim ben eğlenceli hırsızlara.
Yukarıdaki paragrafın son cümlesi külliyen yalan. Hem alışığım, hem de seviyorum ben filmlerdeki eğlenceli ve komik ve aptal suçluları. Red Kit‘ten tut Evde Tek Başına‘ya, Ocean’s 11 ve 12 ve 13 filmlerine dayanan süpersonik bir komik & eğlenceli & aptal suçlu arşivim var beynimde. Bu yüzden yukarıdaki paragrafı geri almam gerekmese de iddiamı geri alıyorum: Filmlerdeki komik & eğlenceli & aptal suçluları gerçek hayattaki suçlulardan ayrı bir dünyada düşünmemiz lazım.
Film süper bu arada, onu demeyi unuttum. Dediğim gibi BKM oyuncularının (ve bu filmde ona katılanların) hepsi çok güzel, film müzikleri ayrıca tavsiye edilesi, hikaye ise biraz “Abi elin adamı Ocean’s 11 yapıyo’ biz de yapak?” gibi dursa da elin adamının filmiyle alakası yok, taklit falan da değil ve korkunç komik. Zaten BKM’nin herhangi bir yapımına komik demeyenin alnınıgarışlarım.