Son derece başarısız bir aşk hikayesi (10)

…Sonunda bitmişti galiba.

10. Bölüm: Sondan bir önceki son

2009’un ekim ayına gelelim…

Yıl boyunca -kimi başarılı ama kısa, kimi başarısız ama uzun- birkaç ufak ilişkinin ardından bir boşluk döneminde, ekim ayının başında yine Nermin düştü aklıma. Upuzun bir mektup yazdım ona. Arkadaşlığımızın nasıl başladığını, nasıl geliştiğini, bir noktadan sonra birlikteliğimizin (en azından benim açımdan) nasıl arkadaşlıktan öte bir hale geldiğini, sonrasında da duraklama dönemlerini ve çöküşümü anlattım. Şimdi yaptığım kadar uzun ve ayrıntılı bir anlatım yapmadım ama 3 büyük sayfaya uzun uzun döktüm içimi.

Tam 15 Ekim 2009’da, o günün gecesinde mektubumu bitirdim. Defalarca gözden geçirdikten sonra da, ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla mektubu ona ulaştırdım.

Cevap gelmedi.

Mektubun sonunda iki soru sormuştum: “Bana karşı bir şey hissetmediğini söylerken neden güldün? Ve gerçekten, hiçbir şey mi hissetmedin?” Mektuba tam bir yanıt yazmasa bile, en azından lütfedip bu iki soruya yanıt vermesini isterdim. Çünkü olayın üstünden bu kadar zaman geçtiği halde hala bu iki soruya kesin bir karşılık veremiyorum.

Belki gereksiz bir umutla mektubun sonuna telefon numaramı yazıp aramasını beklediğimden, belki benim yaptığım gibi ortak arkadaşımız aracılığıyla cevap yazacağını beklediğimden, belki de sadece bekleme hali hoşuma gittiğinden, bekledim. Yıl sonuna kadar bekledim. Mektup da cevapsız kalınca, ben de artık yenilgiyi kabullendim.

Bu yazı dizisindeki tüm yazılar

Barış Ünver
02 Kasım 2010

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.