I Now Pronounce You Chuck and Larry (2007)

DİKKAT: Bu yazı, Beyn'in "Arşiv" kategorisine aittir. Yazının arşivlenmiş olması, yazı içindeki bilgi ve görüşlerin artık önemsiz veya geçersiz olduğunu gösteriyor olabilir.

I Now Pronounce You Chuck and Larry

Homofobiklere müjde! Hastalığın tedavisi bulundu, kaçırmadan izleyin!

Filme başlamadan önce bu homoseksüellik ve homofobi olayına değinmek istiyorum efendim. Homofobinin yukarıda bağlantısını verdiğim, en iyi tanımını tekrarlayalım:

Cocuklugundan itibaren avci olarak yetistirilen erkegin genellikle agresif flort eden hemcinsi karsisinda beklenmeyen sekilde av durumuna dusmesinden kaynaklanan asiri tepkisel ruh hali. kadinlarda daha az rastlanmasi kadinlarin av kimligini sindirmis olmalarindan kaynaklanmaktadir.

Anlayacağınız, homofobik olmak sizin suçunuz değil. Ben de homofobiktim, ta ki bir homoseksüelle tanışana kadar. Olay basit: Anormal gözüküp normal olmayan neyle karşılaşırsanız karşılaşın, olay hakkında detaylarıyla bilgilendirmedikçe; kim olursa korkar, çekinir, gard alır. Homoseksüel insanların normal olduğunu kavramadıkça onlara tepki göstermeniz de aynı şekilde normal sayılabilir, ama kabul edilebilir bir şey değildir. Sonuçta onların yaptıkları yalnızca hemcinslerine ilgi duymak – ha evet, erkek eşcinsellerden nefret edip de bayan eşcinsellere ilgi bile duyanlar var ki onları alt paragrafa davet ediyorum.

Bir de şey var: homoseksüellere aşırı tepki veren ve hatta homofobik olmayanlara da homoseksüel gözüyle bakan homofobikler. Eğer onlardan biri burayı okuyorsa kötü haberi ben vereyim: Sen de homoseksüelsin. Homoseksüellik konusu açıldığı anda “Abi hepsi oğlancı hepsi ibne ya, siktir et hepsinin ağızlarına sıçayım orospu çocuklarının!” diye deliren birinin yaşayabileceği tek şey; yalnızca kendi eşcinsel dürtülerinden, eşcinsellikle ilgili ne varsa ona aşırı tepki gösterip karşı çıkmaktır.

Zamanında homofobik oluşuma tekrardan değinmek istiyorum: Dediğim gibi, geçen yıla mı ne kadar eşcinsellerle karşılaştığımda direkt olarak yolumu değiştirir, onlardan adeta korkardım. Ciddi ciddi onlarla konuşmaktan kaçınma amaçlı binbir türlü bahane bulur, onları anormal sanıp normal insanların yanına dönerdim. Sonra bir eşcinselle tanıştım. Nerede tanıştığımı, adını soyadını açık adresini falan beklemeyin, adamın onayını almadan vermem ki onayını istemek bile saçma olur. Neyse, önce tabii ki adamdan çekindim, ama tanıdıkça adamda anormal hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Adam işte bildiğin adam, tek farkı kızlar yerine erkeklerden hoşlanıyor. Ben de sarışın kızları, kumral kızlardan daha çok seviyorum. Ne farkı var?

Filme dönelim. Film çok güzel arkadaşlar. Çoğu filmin eğlendirmediği kadar eğlendiriyor. Tipik bir Hollywood filmi, fark etmediğiniz yerlerden Amerikan bayrakları falan fışkırıyor her Hollywood filminde olduğu gibi ama güzel yani film. İzleyin, yarılın, eşcinsellere karşı görüşünüzü değiştirin, biraz daha yarılın. Zaten Adam Sandler ve Kevin James‘in bir arada olduğu bir filmde yarılmamak imkansızdır.

Filmde mesaj verilmesi olayı aşırıya kaçmış biraz gerçi. Olayı anlatarak kişilerin kendi mantığıyla bir mesaj oluşturması yerine direkt olarak otuz bin tane mesaj verilmesi komediyi biraz yamultmuş. Yine de güzel. İzleyin.

Barış Ünver
05 Ekim 2007

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.