Birer birer değil de, topluca kitap alınca çok hoşuma gidiyor :). Birkaç gün önce Kitapyurdu’ndan sipariş ettiğim 7 tane kitap, dün elime ulaştı. Tanıtayım dedim ama bu kitaplar arasında okuduklarınız varsa yorumlarınızı almayı çok isterim.
Uykuya Dair Herşey: (Fırat Çakır)
Kitabın ismi yanlış yazılmış olsa da (“Her şey” ayrı yazılır!), içeriğinin dolu olması yüzünden bu Türkçe hatasını affedip (:)) kitabı aldım. Beni takip edenler bilir: Benim en büyük derdim ne paradır, ne sevgidir, ne de başka bir şeydir. Benim derdim, benim savaşım uykuyladır. Ve inşallah bu kitap elimi güçlendirecek.
Atatürk ile Allah Arasında: (Sinan Meydan)
Belki 6 aydır almak istediğim ama sayfa sayısından (1168) korkup almaktan çekindiğim bir kitap bu. İçerik bakımından eşsiz bir kitap: Atatürk‘ün dine, İslam dinine bakış açısını anlatıyor. Bir de içerisinde, Atatürk‘ün gerçekleştiremeden bu dünyadan ayrıldığı bir proje var ki, sırf bu proje yüzünden aldım bu kitabı: Dinde Öze Dönüş Projesi! Kitabı bitirir bitirmez bu projeyle ilgili bir yazıyı da Beyn’de yazacağım.
Ahir Zaman İlmihali (M. Hayri Kırbaşoğlu)
İsmi de güzel, anlattıkları da. Çağımızda İslam‘ın konumunun ve bu konumun nasıl güçlendirilebileceğinin işlendiği, “zor zamanların ilmihali”. Kitabın arkasından aynen yazıyorum:
Okuyucularımızı, içinde bulunduğumuz “zor zamanlar”da yaşanabilir ve sürdürülebilir bir Müslümanlıkla tanıştırabilmek amacıyla yazılan bu eser, öncelikle “çağdaş İslam düşüncesi”nin bugün geldiği noktayı aktarmayı da amaçlamaktadır.
Kur’an Verileri Açısından Laiklik (Yaşar Nuri Öztürk)
İslam düşünürleri ve akademisyenleri arasında en “sevilmeyen”, 9 köyün birçoğundan kovulan ama doğruları çatır çatır anlatmaktan vazgeçmeyen saygın hocam Yaşar Nuri Öztürk‘ün kitaplarından biri. Aynen kitabın adından anlaşıldığı gibi, tamamen yanlış anlaşılan laiklik kavramının Kur’an içerisindeki izlerini önümüze seriyor. Muhtemelen dayanamayıp bir çırpıda bitireceğim (ve konu hakkında uzunca bir yazı da ben yazacağım).
Nietzsche Öldü! Bir Hipopotam Olarak Yeniden Doğdu… (Thomas Cathert ve Daniel Klein)
“Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer” isimli kitabı okumuş ve çok sevmiştim; fıkralar ve karikatürler vasıtasıyla felsefeye ufaktan giriş yapmıştım. Bu kitap da, ilki gibi felsefeyi espriyle (“felsefespri” ile) anlatıyor ama bu sefer yaşam ve ölüm kavramları üstüne yoğunlaşmışlar.
Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı (Ahmet Şerif İzgören)
Kişisel gelişim uzmanı olduğunu ısrarla reddetse de, Türkiye‘deki en sağlam kişisel gelişim kitaplarını yazan Ahmet Şerif İzgören‘in bir kitabı bu. Anlattığı şey, adamın kitabın arkasına düştüğü notta saklı:
Bu kitabı kişisel gelişmeyin diye yazdım, toplumsal gelişin. Etrafa da gram katkınız olsun.
Normalde içinde sadece derleme hikayelerin olduğu bir kitaba 10 lira vermem ama Ahmet Şerif İzgören‘in hatrına verdim, aldım :). Zaten Elma Yayınevi‘nin “iade garantisi” var: Kitabı beğenmezsem yayınevine iade edebilir, paramı geri alabilirmişim.
40’ının da Kulpu Kırık 40 Türk (Ahmet Şerif İzgören)
İtiraf edeyim, Ahmet Şerif İzgören‘in yukarıda bahsettiğim kitabını sepete ekledikten sonra gaza gelmişim, bu kitabın içeriğine bakmadan bunu da eklemişim :). Açıklaması (“Kırk ünlü yabancı karakter Türk olsaydı, ne olurdu?”) pek sarmadı ama Ahmet Şerif İzgören‘den kötü kitap çıkmaz diye tahmin ediyorum. Umarım yanılmam.
İşte aldığım kitaplar bunlar. Hepsi de nefis kokuyorlar :).
İlk önce “Uykuya Dair Herşey“den başlayacağım ve uykuyla olan savaşımda yeni taktikler öğreneceğim. Hem ne demiş büyüklerimiz: “Düşmanını tanı.” :) Neyse; daha sonra din ile ilgili kitaplara başlayacağım. Kısa diye, hemen Yaşar Nuri Öztürk‘ün kitabını bitirip muhtemelen Ahir Zaman İlmihali‘ne başlayacağım ama Atatürk ile Allah Arasında kitabı daha şimdiden aklımı çeliyor :). Son üç kitabı da çantamda taşıyacağım, sıkıldığım zamanlarda okuyacağım.
Yazının başında da dediğim gibi, bu kitaplar arasında okuduklarınız varsa yorumlamaktan çekinmeyin. Sevgiler.
