Düzensiz uyku düzenini düzene sokmak

DİKKAT: Bu yazı, Beyn'in "Arşiv" kategorisine aittir. Yazının arşivlenmiş olması, yazı içindeki bilgi ve görüşlerin artık önemsiz veya geçersiz olduğunu gösteriyor olabilir.

İnsanın mutlu olabilmesi için, öncelikle kendini sevmesi gerekiyor. Tabii bunu “kendini beğenmişlik” olarak değil, “kendiyle barışık olmak” şeklinde algılayanlar mutlu oluyor. (Kendini beğenmiş insanlar sadece gıcık insanlar oluyor.) Ama ben, kendimi bazı konularda bir türlü sevemiyorum. Uyku da bu konuların başında geliyor.

Yaklaşık 10 yıldır uyku bozukluklarından muzdaribim. 10 yıldır düzenli bir şekilde, aynı saatlerde uyanıp aynı saatlerde uyumanın çabası içerisindeyim ve 10 yıldır başarısız oluyorum. 10 yıldır bu konu üzerinde çabalayıp 10 yıldır başarısız olunca, insan kendisine birazcık kızabiliyor.

Bir ara kendimle başka bir yönden barışmayı düşünmüş, “Barış’la barışmak” isimli bir yazıyla, bu uyku düzeni sorunumun da dahil olduğu bazı yönlerimle barışmam gerektiğini düşünmüştüm. Fena fikir değilmiş zira orada (biraz da abartarak) yazdığım “sorunların” pek çoğu bugün aklıma bile gelmiyor. Hala sürenler, uyku düzeni ve çalışma şevki konularındaki sıkıntılarım. Ve çalışma şevki konusunda hiç ilerlemediğim kadar ilerlemişken, uyku düzeni konusunda hala elle tutulur bir ilerleme kaydedememek beni delirtiyor.

Son birkaç gündür, uyku düzenim iyice şaştı. İstediğim zaman yatıp, istediğim zaman kalkıyorum. Akşam 5’te yatıp gece 11’de kalktığım da oldu, öğlen 2’de uyanıp ertesi sabah 7’de yattığım da oldu. Dışarıdan bakan biri “artık düzenli bir hayatı sallamıyor bile, iyice vazgeçmiş bu adam”, ama durum öyle değil. Şu anda çalıştığım şey, rastgele uyuyup uyanarak doğru bir uyku düzenine rast gelmek. Mantıklı değil, biliyorum, ama mantıklı çözümlerin tamamını tükettiğim için mantıksızlardan devam ediyorum.

Neyse.

Barış Ünver
22 Ağustos 2015

Yazıyı beğendiniz mi? Beğendiyseniz, yeni yazılardan epostayla haberdar olmak için Beyn'in eposta abonesi olabilirsiniz.